19 Ocak 2010 Salı

Ayın yemeği Hünkar Beğendi

Geçen ay tarif ettiğimiz yemekle eşinizin kalbine giremediyseniz bu ay tarifimizi deneyince kesin sonuç alacağınıza garanti verebilirim.. Yemeğin adından da anlayacağınız gibi bu yemeği hünkarlar bile beğenmiştir. Yemek biraz zahmetlidir ama ne yapalım ki siz de sevdiğiniz eşinizin kalbinde kendinize iyi bir yer açmanın o kadar da kolay olmadığını bilmeniz gerekiyor.
Yalnız yaşayan bir kadınsanız ve yeni tanıştığınız hoş bir erkeğin kalbine girmek istiyorsanız bu yemek özellikle tavsiye-i şayandır.
Onu yemeğe davet ettiğinizde komşulara görünmeden evinize nasıl gireceğini kara kara düşünmeye başlarsınız.. Çünkü her apartmanda yalnız yaşayan bir kadının her hareketini takip eden ve her an her türlü dedikodu üretmeye hazır bir komşu vardır. İşte bu noktada maalesef kadın dayanışması söz konusu olamaz..Zira sizinle ilgili her türlü dedikoduyu hayatından mutsuz bir komşu kadın yapacaktır. Yalnız yaşadığınız için sizi kocası için muhtemel bir tehlike olarak görecektir. Tabi bu koca da punduna getirip de sizinle nasıl ahbap olabilirim diye yolunuzu gözetleyecek size her rastladığı yerde ufak tefek tamir işlerinizi yapmayı önerecektir. Sizi ziyarete gelecek olan hoşlandığınız erkeğe bu durumu anlatmayı gururunuza yediremiyecek size gelirken kimsenin onu görmemesi için dua edecek ya da her türlü tehlikeyi(!) göze alarak bu yemek davetini yapacaksınız.
Aldığınız üç beş kuruş maaşla böyle bir davet yapmanız zor olduğu için, bir ay önceden para biriktirmeye başlayabilirsiniz. Bir şişe şarabın kaç para olduğunu öğrenince dudağınız uçuklayacağından sizi şimdiden uyarmayı görev biliyoruz.
Diyelim ki yeteri kadar parayı biriktirdiniz, komşuların dedikodularını da boş verdiniz bir de oğlunuzu evden göndermeniz gerekiyor ki bu işin en zor faslı olabilir. Her hafta sonu arkadaşlarına gitmek için size yalvaran oğlunuz bu cumartesi nedense evde kalmaya karar verir zira sizi hiçbir türlü paylaşmak istememektedir ve muhtemel bir tehlikeyi de hemen sezivermiştir.
Biz yine iyimserliğimizle bu sorunları hallettiğimizi varsayıyor ve yemeğimizi tarife başlıyoruz.
Sizin yeteri kadar et almadığınız düşünen kasabınızın kötü bakışlarına aldırmadan yarım kilo yağsız dana etini alırsınız. Eti bol soğan, salça, defne yaprağı ile yavaş ateşte iyice pişrirsiniz.Patlıcanları közleyip iyice ezdikten sonra tereyağında unla kavurur, sütü ilave edersiniz.Bu patlıcanlı sosla etinizi birlikte servis yapacaksınız.
Bütün cumartesi gününüzü yemek hazırlamakla mı geçirdiniz, arkadaşınız da nazik biri en son dakikada telefon edip bir işi çıktığını söylemedi ve güzel düzenlenmiş bir masanın başında karşılıklı yemek yiyorsunuz..
Ama bu koşuşturma ve stresten sonra bir kadeh şarap içince sizi dayanılmaz bir uyku bastırırsa ve nazik arkadaşınız size kibarca iyi geceler deyip bu güzel yemek için teşekkür edip giderse, moralinizi sakın bozmayın. Bu lezzetli yemekle kalbinde bir köşe kaptığınız kesindir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder