19 Ocak 2010 Salı

TECAVÜZÜN UTANCI KİMİN?

Tecavüz kadınların kadın olmaktan dolayı maruz kaldıkları en önemli aşağılanmalardan biri. Bir kadın her an her yerde buna maruz kalabilir. Bunun nasıl bir duygu olduğunu bir erkeğin bilmesi
olanaksızdır. Hiçbir erkeğin karanlık bir sokakta yürürken saldırıya uğrayacağını düşündüğünü sanmıyorum. Oysa hemen hemen her kadın bu duyguyu hissetmiştir.

Kadınlara karşı şiddettin en ağırı olan tecavüz, savaşlarda yaygın olarak kullanılır. Tecavüze uğrayan kadın kendini aşağılanmış,kirlenmiş hissetmesinden doğan psikolojik sorunlar yanında, bedensel olarak da sorunlar yaşar. Tabii en önemlisi istenmeyen bir coçuğa hamile kalabilir. Tecavüze uğrayan bir kadının psikolojisini ne kadar anlıyabiliyorsam, tecavüz eden adamın ruh halini anlamakta o kadar zorlanıyorum. Sevişmeyi bilmeyen , sevişmeyi gol atmak gibi gören ve tahakküm edebileceği bir kadını ele geçirince cinsel organını silah yerine kullanan bir zihniyet nasıl anlaşılabilir ki.? Tecavüz eden erkek, “düşmanı cezalandırmak” adı altında kendi cinsel duygularını tatmin eder.

Kadınlar için tecavüze uğradıklarını söylemek çok zordur. Zira özellikle kapalı ve tutucu toplumlarda tecavüze uğrayan kadın sanki bu onun suçuymuş gibi horlanır, aşağılanır toplum dışına itilir. Bu nedenle, kadınlar tecavüze uğradıklarını gizliyebilerlerse gizlerler. Bir kadının tecavüzü açık açık ilan etmesi çok zordur.

14 ocak tarihli Radikal gazetesinin “ “Cinsel Taciz ve Tecavüze Hayır kurultayı”nda başlarından geçen tecavüz olaylarını anlatan kadınlar hakkında “asker ve polisi tezyif etmek”ten toplam 294 yıl hapis istemli dava açıldı” başlıklı haberi bana bunları düşündürdü. 10-11 Haziran 2000 tarihinde bu kurultuyı düzenleyen ve kurultayda yaşadıklarını anlatan 16 kadın hakkında 294 yıla kadar hapis isteniyor. Yani kadın başına ortalama 18 yıl. Ne için ? Sorguda tecavüze uğradıklarını söyledikleri için. Bu kadınlar suçlanacak ve yargılanacak. Buna karşı tecavüz ettiği söylenen polisler hakkında hiçbir işlem yapılmayacak. Şimdiye kadar yapılan 114 tecavüz ihbarından yalnızca bir dava devam etmekteymiş. Bunun tek bir anlamı vardır. Tecavüze uğrayan kadın bunu çevresinden saklamalı, susmalıdır. Yoksa ceza tehditi demoklesin kılıcı gibi başında olacaktır. Buna karşılık tecavüz edenin korunması ile de tecavüz teşvik edilmektedir.

.Gun gecmiyor ki, Urfa’da “töre!” cinayetine bir kadın kurban gitmesin. Son olarak , gazetelerde yillar once uğradiği tecavüzü anlatinca hemen oldurulen bir kadının öyküsunu okuduk. Ailesi, namuslarini= kızlarini temizleyivermişti. Kirlenen kim, namus ne demek, tecavüzün utancı kimin? Urfali gencecik kız, sadece o coğrafyada doğup, büyümüş olmanın bedelini neden canıyla ödüyor? Niye kimse “tecavüzcü”nün peşinde değil.? Urfa’da kadinlar oldurulmeye devam ettikçe ve tecavüze uğrayan kadinlar sadece bunu açıkladikları için haklarında dava acılıyorsa bu utanc herkesin.

Tecavüzün utancı kadının değildir. Erkeğin ve erkeğin cinselliğini silah, kadını aşağılama aracı olarak kullanmasını onaylayanların, tecavüze uğradığını söyleyenleri cezalandırmak isteyenlerin, “Töre cinayeti” diye kadınlarin katledilmesini hafife alanlarındır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder